28 OCAK 2015 İSVİÇRE BÜYÜKELÇİLİK BASIN AÇIKLAMASI



28 Ocak 2015 , Çarşamba
BASIN AÇIKLAMASI:

Değerli Basın Mensupları, Değerli Vatandaşlar,
Bugün burada, sözde Ermeni Soykırımı iddialarını reddetmek ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’de görülecek İsviçre-Perinçek Davasına destek vermek amacıyla toplanmış bulunuyoruz.
Bildiğiniz gibi, 1915 yılında, Birinci Dünya Savaşı esnasında Doğu Cephesinde Rus’larla savaşan Türk Ordusunu arkadan vuran silahlı Ermeni Komitacıların düşmanca faaliyetleri ve Rus yanlısı tutumları nedeniyle, savaş bölgesinde yaşayan Ermeni Vatandaşların emniyetli bölgelere sevk edilerek geçici iskana tabi tutulması olayı, özellikle Ermeni Diasporası tarafından 1973 yılından itibaren soykırım olarak nitelendirilmiştir.
Ermeniler soykırım iddialarını dile getirmeye başladıkları 1973 yılından bu yana; 42 diplomatımızı katletmiş,  PKK Terör Örgütü ile işbirliği yapmış, 1992’de Karabağ’da Hocalı Katliamını (9 ülke soykırım olarak kabul etmektedir.) gerçekleştirmiş, uluslar arası platformlarda Türkiye’nin önünü kesmeye çalışmış, soykırım yalanının tüm ülkeler tarafından kabulü için yoğun çaba harcamıştır.
Sevr’in yeniden gündeme getirilmesine, Ermeni halkını bir arada tutup, düşmanlık yaparak ekonomik kazanç sağlanmasına yönelik bu iddialar, tarihi gerçeklerden uzak, asılsız ve temelsizdir.
İçlerinde Bernard Lewis, Heat Lowry, Justin Mc. Carty, Stanford Shaw, Norman Stone, Samuel Weems, Guenter Levy, Shimon Perez vb. 69 bilim adamı, yazar ve devlet adamı 1915 olaylarının soykırım olmadığını ve yaşananlardan Ermenilerin sorumlu olduğunu resmen açıklamışlardır.
Ayrıca, çok iyi bilinmelidir ki;
- Türk Milleti soykırım yapmamış, vatanını savunmuştur.
- Türk milleti soykırımdan kaçan insanlara kucak açmıştır.
- “Soykırım” iddiaları, emperyalist bir yalandır.
- “Soykırım”, parlamentoların değil, tarihçilerin araştıracağı bir konudur.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İsviçre-Perinçek Davasında, 17 Aralık 2013’te verdiği kararda;
- 1915’te savaş koşullarında yaşananların “soykırım” olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu olaylarla ilgili araştırmaların tartışmaya açık olduğunu, bu konuda karar vermeye parlamentoların ve mahkemelerin yetkili olamayacağını.
- 1915’te yaşananların, uluslar arası mahkemece “soykırım” unsurlarını taşıdığı saptanan “holokost”tan farklı olduğunu,
- Soykırım iddialarının reddedilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde belirtilen düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve suç oluşturmayacağını belirtmiştir.
Bu nedenle; tarihi gerçekleri, uluslar arası yasaları ve Türk Milletinin karakterini dikkate alarak soykırım iddialarını reddediyor, İsviçre ve soykırım iddialarını tanıyan diğer ülkeleri, ülkeler ve halklar arasına düşmanlık tohumları ekmemeye,kendi halklarını yalanlarla kandırmamaya ve insan haklarını çiğnememeye  davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.