BAŞKANIN MESAJI - 15 (SAYI 227-228-229)


Değerli “Birlik” okurları:
2020 yılına, bütün dünyayı saran ve henüz sonunun geleceğine dair ışık bulunmayan bir salgın hastalıkla girdik. Salgın bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de günlük hayatımızı derinden etkiledi. Nereden nasıl bulaşacağını bilemediğimiz için en yakınımızdaki insanlar, anne, baba, eş ve çocuklarımıza karşı da davranışlarımız değişti. En sevdiklerimize dahi sarılamaz olduk.

Kısa zamanda kalbimizi yoran hikayelere tanık olduk."Ailesine virüs bulaştırabilirim" diye evine gitmeyip, otellerde ikamet etmek zorunda kalan doktorlarımızı, hemşirelerimizi gördük. Ne zaman bir yerimiz ağrısa, derhal yanlarına koştuğumuz sağlık çalışanlarımızın değerini hep birlikte yeniden keşfettik.

Sağlık Bakanlığı'nca yayımlanan koronavirüs salgını ile ilgili veriler tartışılıyor olsa da; çok değerli sağlık çalışanlarımızın emekleri ve başarıları sayesinde diğer bazı ülkelerde yaşanan büyük yıkımı görmedik ülkemizde. Bu vesileyle pozitif bilimlerin her alanında insanımızı yetiştirmenin ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Profesöründen hizmetlisine  kadar bütün sağlık çalışanlarımızı takdirle ve saygıyla selamlıyoruz.  

Salgının özelliği ve önlemeye yönelik olarak alınan önlemler gereğince dernek faaliyetlerimiz de kısmen sekteye uğradı.
 
Derneğimizin kuruluş yıldönümünde, her yıl yaptığımız Anıtkabir ziyaretini gerçekleştiremedik; Türkiye Büyük Millet Mecli’sinin 100'üncü Kuruluş Yıldönümü’nü ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı evlerimizin balkonlarına çıkmak suretiyle İstiklal Marşımızı okuyarak kutlayabildik. Ramazan ve Kurban Bayramlarını da yakınlarımızla birlikte değil telefonlarlakutlayabildik.   
 
Bu yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi'mizin kuruluşunun 100'üncü Yıldönümünü de yaşadık.  Ulu Önderimiz Atatürk, meclisin açılacağını duyurduğu 22 Nisan 1920 günü, meclisi "Bütün sivil ve askeri makamların, bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat" sözleriyle tanımlamış ve Büyük Millet Meclisi'nin üstünde hiç bir gücün olmayacağını belirtmişti. Bu durum binlerce yıllık Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini oluşturuyordu aslında. Milletimiz, bir lidere ve ailesine bağlı yönetim anlayışından sıyrılıp tamamen kendisine bağlı ve hiçbir kişi veya ailenin imtiyaz sahibi olmadığı bir yönetim anlayışına evriliyordu. Bu yönetim tarzı; insanlığın binlerce yıllık deneyimleri sonucunda, o çağda daha fazla sahip çıkmaya çalıştığı ve geliştirdiği demokrasi anlayışını hayata geçiriyor olması ile çağdaş; egemenliğin bir kişi veya ailenin elinden alınarak milletin kendisine veriliyor olması ile özünde millet sevgisi ve milletin öz kültürünü yaşatma gibi değerleri barındıran milliyetçi bir tutum oluyordu. O yüzden yüce Türk milletinin bir ferdi olarak bunu gerçekleştirenlere ne kadar teşekkür etsek azdır. 
  
Derneğimizin çok değerli üyeleri;

Dönem içerisinde, İzmir Karşıyaka Şubemizde ortaya çıkan ihtiyaçlar nedeniyle, Olağanüstü Genel Kurul'a gidildi. Anılan Genel Kurul, demokratik ilkeler ve mevcut hukuk kuralları çerçevesinde icra edilerek yeni yönetim organlarının seçimi yapıldı. TESUD Karşıyaka Şubesi'nin Olağanüstü Genel Kurulu’nda yeni seçilen arkadaşlarımıza başarılar diliyor, görevi devreden arkadaşlarımıza şükranlarımı bildiriyor, bu sürece katkısı olan tüm üyelerimizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Ulu  Önderimiz  Gazi Mustafa  Kemal Atatürk’ün Kara   Harp  Okulu’na girişinin yıldönümü  olan  13 Mart günü,  biz  Harbiyeliler için önemli bir gün. Kara Harp Okulu’nda öğrencilik dönemlerimizde her yıl 13 Mart günü törenle Ata’mızı anar, O’nun okul numarası okunduğunda, hep birlikte “İçimizde!” diye seslenirdik. Bu yıl Kara Harp Okulu’nda düzenlenen törene davet edildik, ancak salgın hastalık ile ilgili tedbirlerin uygulamaya konulduğu zamana denk geldiği için törene katılamadık. Biz de önceki yıllarda olduğu gibi anma faaliyetimizi Anıtkabir’de gerçekleştirdik.

Bildiğiniz gibi Ulu Önderimizin öğrenci olduğu dönemde Kara Harp Okulu İstanbul Pangaltı’da konuşluydu. Bu tarihi mekanda ilk 13 Mart kutlaması 2017 yılında ve o dönem Rasimpaşa Şube Başkanı ve İstanbul İl Koordinatörümüz olan Sayın Erol HATUNOĞLU önderliğinde başlatıldı ve her yıl 13 Mart'larda anılmaya devam edildi. Bu yılki anma etkinliği, tarihi binanın Sınav Salonu kiralanmak suretiyle icra edilebildi. 

Amacımız;  bu etkinliğin her yıl tekrar edilmesi ve geleneksel hale gelmesini sağlamaktır.

Saygıdeğer okurlarımız;

Cumhuriyet’imizin kuruluş değerleri, Atatürk İlkeleri ve Devrimleri milletimizin tüm kesimlerinin üzerinde toplanabileceği değerlerdir. Bu değerlerin kaynağı; Osmanlı Devleti’nin 100 yıllık çöküş sürecinde yaşanan acılar, I'inci Dünya Savaşı ve hemen sonrasında verdiğimiz kurtuluş mücadelesinde yaşananlar ve o dönemin çağdaş yönetim ilkeleridir. Şunu bilmeliyiz ki; hiçbir toplum geriye dönerek ilerleme sağlayamaz. İlerleme ancak geçmişten ders alarak geleceğe hazırlanmakla mümkün olabilir.

Son yıllarda Cumhuriyet’imizin kuruluş değerlerine ve Cumhuriyet’imizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e fırsat buldukça saldırmak sıkça rastlanan bir durum oldu. Ülkemizdeki tarikat ve dini cemaat mensuplarının Atatürk’e ve Cumhuriyete karşı olan tutumları biliniyor. Ancak bu saldırıları,  kamuoyunda çok değerli ve önemli olması gereken siyaset, bürokrasi, basın ve akademi dünyasının bazı mensupları tarafından da  yapılıyor olması çok hazin ve düşündürücüdür. Yasaları uygulama sorumluluğu olanların, bunları yapıyor olması ya da yapılanları görmezden gelmesi gerçekten ufkumuzu karartmaktadır. Özellikle içinden geçtiğimiz kritik koşulların yaşandığı bu dönemde, milli birlik ve beraberliğimiz ile dayanışmamızın en üst düzeyde olması gerekirken; ülkenin kendi yetiştirdiği evlatlarının, ülkenin kuruluş değerlerini yok etmeye yönelik söylemleri acınası bir durumdur. Daha da acısı bütün bu saldırılarda kullanılan söylemlerin , tarihi gerçekleri saptırarak  üretilmiş yalanlardan  oluşmasıdır.

    Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldıranlar, ellerindeki her türlü etik değerden yoksun imkan ve fırsatları kullanarak milletimizin fertlerini, söyledikleri yalanlara inandırmak suretiyle bu Cumhuriyeti yıkacaklarını sanıyorlarsa, unutmasınlar ki hevesleri kursaklarında kalacaktır. Biz öyle inanıyoruz ki Allah yalanı sevmez ve yalan söyleyenlerin heveslerini kursaklarında bırakır. İşte bu yüzdendir ki;   Yüce   Atatürk’ün  “ tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir; yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir hal alır.” özdeyişinde anlamını bulan mili ruh ve tarih  bilincine sahip yurttaşlar olarak bu tür girişimlerle mücadele etmeyi en önemli asli vazife ve sorumluluğumuz olarak saymaktayız.

 Değerli okurlarımız;

Ağustos ayı biz askerler için tarihimizin  nice şanlı askeri başarılarının, milletimizin geleceğini kuran ya da kurtaran en önemli zaferlerin gerçekleştiği aydır. İşte bu yüzdendir ki en önemlileri arasında; Anadolu'nun kapılarının açıldığı 26 Ağustos  Malazgirt Zaferi,  Atatürk tarafından Polatlı'ya kadar gelmiş olan Yunan Ordusunun mağlup edildiği Sakarya Meydan Muharebesi ve Anadolu’yu işgale kalkışmış Yunan ordusunun kesin olarak mağlup edildiği Başkomutanlık Meydan Muharebesinin yer aldığı  30 Ağustos gününü de  “Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü” olarak kutlamaktayız.

Bu yıl, ilk defa; 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruzu  ve 22 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihlerinde gerçekleşen ve Büyük Taarruz'un  hazırlayıcısı durumunda olan Sakarya Meydan Muharebesi'ni anmak için 22 Ağustos 2020 günü Anıtkabir’den başlayan; Sakarya Meydan Muharebesi'nin yaşandığı, 26 Ağustos'tan itibaren ise, Büyük Taarruz’un cereyan ettiği 1100 Km. lik güzergah boyunca 19 gün süren ve  09 Eylül 2020 günü İzmir’de Anıtkabir’den alınan bayrağın İzmir Valisi Yavuz Selim KÖŞGER'e teslim edilmesiyle sona eren  "Büyük Taarruz Bisiklet Turu"nu başlattık. Bu projeyi geliştiren uygulanması hususunda bütün sorumluluğu üstlenen, bisiklet grubu Koordinatörü , sevgili E.J.Ütğm. Osman KUTLU’ya bütün üyelerimiz adına takdir ve şükranlarımı sunuyorum.

Bu organizasyonun bundan sonra da her yıl aynı tarihlerde uygulanması suretiyle bir gelenek haline gelmesini sağlayacağız. Biliyoruz ki bu tarihi anlar, bu tür etkinliklerle yaşatıldıkça ve anıldıkça unutulmayacaktır. Geçmişi unutmamak geleceğe güvenle bakmanın ve hatta geleceği kurmanın ilk şartıdır.

Salgın hastalık nedeniyle Büyük Taarruz'un yıldönümünde Zafer Bayramı törenleri il ve ilçelerde gruplar oluşturmamak adına kalabalıklar oluşturmadan kısıtlı şekilde kutlanmıştır. Bu ortamda gerçekleştirilen Büyük Taarruz Bisiklet Turu daha anlamlı ve önemli hale gelmiştir.

30 Ağustos tarihi, Zafer Bayramımız  olduğu gibi aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri günüdür. Silahlı Kuvvetlerimiz tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de bağımsızlığımızın, vatanımızın bütünlüğünün ve milli hak ve menfaatlerimizin korunup kollanılmasının en büyük güvencesidir. Bir taraftan teröristlerle mücadeleyi sürdürürken diğer yandan Suriye'nin İdlip bölgesinde göçü önleme ve istikrarı sağlama harekatı ile "Mavi Vatan"da özellikle de Doğu Akdeniz'de Oruç Reis sismik araştırma gemimizin faaliyetlerini koruma harekatını icra ederek caydırıcı güç olma özelliğinin gereğini yerine  getirmektedir. TESUD olarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başarıları ile gurur duyuyor,  görev başındaki silah arkadaşlarımıza ve Mehmetçiklerimize bu kutsal görevlerinde başarılar diliyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle bir sonraki sayıda görüşmek üzere sağlıklı ve esen kalın.

BAŞKANIN DİĞER MESAJLARI