AÇIKLAMA



18 Temmuz 2025 , Cuma
Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Merkezi’nin 15 Mayıs 2025 tarihinde yapmış olduğu açıklamasını aynen tekrarlıyor, gelişmelere bağlı olarak, genellikle savunma konularında yıllardır çalışma yapan, olayları anında takip eden, TESUD Stratejik Araştırma Merkezi’nin görüş ve önerilerini de açıklamak istiyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tamamen etkisiz hale getirilen PKK Bölücü Terör Örgütü’nün, silah bırakma ile ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti suçlanmakta, asker, güvenlik personeli, korucu, kamu personeli dahil on binlerce vatandaşımızın katledilmesine yol açan PKK Terörünün gerekçesinin, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından kaynaklanan Kürt inkâr ve imha siyaseti olduğu iddia edilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti; tarihinin hiçbir döneminde, vatandaşlarına ve hiçbir insana karşı inkâr ve imha siyaseti izlememiş, soykırım ve asimilasyon uygulamamıştır.

Lozan Antlaşması, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde işgalci ve emperyalist güçlere karşı verilen bağımsızlık savaşı sonucunda imzalanan siyasi belgedir ve ülkemizin tapu senedidir.

1924 Anayasası, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu Cumhuriyet yönetiminin ve devrimlerinin temel yasasıdır.

Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti; devleti ve milleti ile bölünmez bir bütün olup, ulus devlet yapısını ilelebet muhafaza ve müdafaa edecektir.

15 Mayıs 2025 tarihindeki açıklama ve gelişmelere bağlı olarak dikkat edilmesi gerekli görülen hususlar ise şunlardır.

2006 yılında Pentagon Irak Güvenlik Güçlerine verdiği silahların başta terör örgütü PKK’ nın eline geçtiği iddiaları üzerine silah soruşturması başlamış, bu araştırma sonucunda 360 bin silahın nerede olduğunun bilinmediği tespit edilmiştir. Bu konudaki ayrıntılar dipnottadır.

Bu miktardaki silahın kaybedilmesinin akılla, mantıkla izahı mümkün görülmemiş; bu silahlar ve bu silahlara ilave gelişmiş diğer silahların Suriye’deki PKK’ya 40 Bin tır, 4 bin uçakla taşındığı, ortalama ağırlığının 500 bin ton olduğu, değerinin de ortalama 15 Milyar $ olabileceği belirlenmiştir.

Burada ABD inandırıcı olmayan bir şekilde silahların kaybedildiğini belirterek ilave ettiği diğer gelişmiş silahlarla birlikte 15 Milyar $ lık silahın kongreden geçirilmesine gerek olmadan PKK’ya devrini sağlamıştır.

Suriye’deki silahlar yok edilmedikçe, PKK silah bırakmış sayılmaz. Anılan silahların ileride Türkiye’ye karşı kullanılma olasılığı da vardır. Başka yerlerde cüz-i miktarda imha edilen silahlar PKK’nın silah bıraktığının delili olamaz.

O nedenle; Suriye’deki silahlar yok edilmedikçe başka ülkelerin de desteği ile BOP projesi için kullanılması endişesi vardır.

Nitekim, Sayın Cumhurbaşkanı 2023 yılı Kasım ayında konuşmasının bir bölümünde “Ey İsrail. Sende Atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun, bununla da yetinmiyor, ülkemiz topraklarını da kapsayan vadedilmiş topraklar hezeyanıyla, nükleer silah tehditleri ile sabrımızı zorluyorsun. Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı PYD’yle ilgili çok iyimser cümleler kuranlara ne yaparsak yapalım bazı gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz. Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.” Diyerek tehlikenin büyüklüğünü ortaya koymuştur.

Suriye’deki son gelişmelere bakıldığında, İsrail destekli Dürzilerin Süveyda da ayaklanması, İsrail’in Şam’a yaptığı hava saldırıları, Suriye Silahlı Kuvvetlerinin Süveyda Bölgesinden çekilmek zorunda kalması, PKK’ nın Suriye Silahlı Kuvvetlerine katılmayacağını belirterek, özerklik istemesi şeklinde devam etmesi, Türkiye’yi de tehdit etmektedir.

Diğer bir konu da PKK ile mücadelede bugüne kadar binlerce şehit verdiğimiz, binlerce gazimizin olduğu gerçeğidir. Ayrıca çoğunluğu asker olan ülke ve millet sevgisi dolu yaklaşık 3 Milyon kişi bu davada emek vermiştir, ter dökmüştür, yıllarca ömrünü dağlarda geçirmiş, PKK terör örgütünü bitirmiştir.

Özellikle PKK ile yıllarca mücadele etmiş bu insanların ataları ve vatan sevdalıları emperyalistlerle mücadele edip, bağımsızlık savaşında galip gelen tek millet olan, Yüce Türk Milleti Evlatlarının Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası vasıtasıyla Kürt inkâr ve imha siyaseti yarattığı iddiası gerçeklerle bağdaşmaz. Çünkü emperyalistlerle yapılan bu kutsal mücadelemiz bütün dünyadaki mazlum milletlerin de kurtuluş ışığı olmuştur.

Bundan böyle atılacak adımların bu gerçekler doğrultusunda yapılması, Yüce Türk Milleti’nin menfaati ve hayrına olacaktır.

Saygılarımızla
TESUD Genel Başkanlığı
 
DİPNOT          :

1. 2006 yılında Pentagon ABD’nin Irak Güvenlik Güçlerine verdiği silahların başta terör örgütü PKK’nın eline geçtiği iddiaları üzerine Irak’da silah soruşturması başlattı. 19 Ekim 2019 da bilgi tekrarlandı. 2006 yılında ABD’nin 360 bin silah ve ekipmanının kayıp olduğu Pentagon’a rapor olarak verildi. Irak’ın yeniden yapılandırılması özel denetim müfettişliği ofisi başmüfettişi Stuart W. Bowen ABD Savunma Bakanlığı’nca Irak’a verilen 370 bin silahtan 360 bininin nerede olduğunun bilinmediğini tespit ederek kayıp silahların envanterini çıkardı. Bu bilgiler basına yansıdı.

2. 6 Ağustos 2007 tarihli bir haberde, ABD Kongresine bağlı denetleme dairesi tarafından hazırlanan bir raporda ABD Savunma Bakanlığı’nın Irak’ta birkaç yıl önce devredilen 190 bin silahın kaybolduğu belirtilmiştir.

3. 30 Mayıs 2017 Uluslararası Af Örgütünün bilgi edinme hakkı kapsamında yaptığı başvuru sonucu elde ettiği, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) gizliliği kaldırılmış denetim raporuna göre, 1 Milyar $ lık silahın kaybolduğu bildirildi.