Ankara'nın Başkent oluşunun 94. yıldönümünü büyük bir mutlulukla kutluyoruz.



14 Ekim 2017 , Cumartesi

Bugün Ankara'nın Başkent oluşunun 94. yıldönümünü büyük bir mutlulukla kutluyoruz.

Ankara'nın başkent olması için 9 Ekim 1923'te 15 milletvekili tarafındanTürkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan önerge, 13 Ekim 1923 tarihinde görüşülmüş ve büyük bir çoğunlukla kabul edilmişti. Böylece Ankara, yeni devletin Başkenti olmuş ve Cumhuriyet'in ilanı için son önemli adım da tamamlanmıştı.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Ankara'nın Başkent oluşunu Nutuk'ta şöyle anlatır.

“Efendiler, Lausanne Antlaşması’nın eklerinden olan, işgal altındaki topraklarımızın boşaltılması ile ilgili protokol uygulandıktan sonra, yabancı işgalinden tamamen kurtulan Türkiye’nin fiilî toprak bütünlüğü sağlanmıştı. Artık yeni Türkiye Devleti’nin başkentini kanunla tespit etmek icap ediyordu. Bütün düşünceler, Türkiye’nin başkentinin Anadolu’da ve Ankara şehri olarak seçilmesi gerektiği merkezindeydi.

Bu noktada, coğrafî durum ve askeri strateji en büyük önemi taşıyordu. Devletin başkentini bir an önce tespit ederek memleket içindeki ve dışındaki tereddütlere son vermek zarureti vardı. Gerçekten de, bilindiği gibi, başkentin İstanbul olarak kalacağı veya Ankara olacağı meselesi üzerinde öteden beri, içeride ve dışarıda tereddütler görülüyor, basında demeçlere ve münakaşalara rastlanıyordu. Bu arada İstanbul’un yeni mebuslarından bazıları, Refet Paşa başta olmak üzere, İstanbul’un payitaht (başkent) kalması lüzumunu bazı misallere dayanarak ispat etmeye çalışıyorlardı. Ankara’nın gerek iklim, gerek ulaştırma araçları ve gelişme kabiliyet ve istidadı ve gerekse mevcut tesisler ve kuruluşlar bakımından hiç de uygun ve elverişli olmadığını söylüyorlar ve İstanbul’un “payitaht” olması lâzımdır ve mutlaka olacaktır, diyorlardı. Bu ifadeye dikkat olunursa, bizim “başkent” tabirinden kastettiğimiz mana ile bu ifadelerde “payitaht” tabirini kullananların görüşleri arasında bir fark görmemek mümkün değildir. Bundan dolayı, bu hususta zaten kesinleşmiş olan görüşümüzü resmî ve kanunî yoldan kabul ve ilân ettirerek “payitaht” tabirinin de, yeni Türk Devleti’nde kullanılmasının manası ve yeri kalmadığını göstermek lâzım geldi. Hariciye Vekili İsmet Paşa 9 Ekim 1923 tarihli bir maddelik bir kanun tasarısını Meclis’e teklif etti. Altında daha on dört kadar kişinin imzası olan bu kanun teklifi 13 Ekim 1923 tarihinde uzun görüşmeler ve münakaşalardan sonra, çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Kanun maddesi şudur “Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara şehridir."

Başkent kelimesinin en çok yakıştığı şehir olan Ankara, bu tarihten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti olarak birlik ve bütünlüğünün simgesi haline gelmiştir.

Saygılarımızla.