SESSİZ ÇIĞLIK (18 OCAK 2014) – SİNCAN



20 Ocak 2014 , Pazartesi
  Sessiz Çığlığın kahramanları, yurtseverleri hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
     Burası Sincan Cezaevi, Sincan denmiş, ama burası Sincan değil, burası Mürted Ovası.
     Yani şu;
     Yıl 1402 YILDIRIM BEYAZIT’la, TİMUR’un karşılaştığı ova burası. O zaman da hainler, dönekler, kumpasçılar, tertipçiler var. YILDIRIM’ın Ordusu’ndan ayrılıp, TİMUR’un Ordusu’na katılıyorlar. YILDIRIM ihanet edenleri görünce hepsinin arkasından “Mürtedler” diye bağırıyor. Yani hainler, ihanet edenler, dönekler, kumpasçılar, tertipçiler manasına gelen “Mürtedler”.
     Daha sonra orduya yapılan ihaneti millet çekiyor, yıllarca kardeş kavgaları, kan gövdeyi götürüyor. O nedenle bu ova, hainleri unutmamak için Mürted Ovası olarak tarihe geçiyor.
    İşte şimdi yaptığımız Sessiz Çığlıklar, bizim sadece silah arkadaşlarımız, yakınlarımız adına değil, Yüce Türk Milletini, Türk Ulusunu, karanlıktan, BOP girdabından, adaletsizlikten, teröristlerden, tertipçi, kumpasçı, hortumculardan, topluca kötülerden, kötülüklerden kurtarma toplantısı olarak tarihe geçecek, ülkenin,  milletin bölünmesine mani olacaktır, bunu hep söylüyorum.
    Bu kumpasçıların, tertipçilerin karşısında bu ülkenin dev gibi yiğitleri var. İşte kahramanlardan birisi Sn. Metin FEYZİOĞLU.
    Acıların dindirilmesi, yargıya güvenin yeniden tesisi, yargının tarafsızlığı, bağımsızlığı, etkinliğinin sağlanması için elini taşın altına soktu. Silivri’ye giderek duvarlara omuz vurdu.
Türk Hukuk Kurumu aynı doğrultuda bildiri yayınladı.
    AKP sözcüsü Sn. Hüseyin ÇELİK yine dayanamamış “ Meclisin yetkisindeki yasayı tutukluya, hükümlüye soramazsınız” diye bas bas bağırıyor.
    Ne o yani kumpasçıya, tertipçiye mi soracağız? Yoksa İmralı canisine mi soracağız? Biz sormayız. Merak etmesin.
    Sonra Meclis, Meclis’liğini yaptı da, biz hayır mı dedik.?
    Sn. Başbakan “ Davalar sahte delil ve ayarlanmış yargıyla yürüdü” diyor. Öte yanda Adalet Bakanı Sn. Bekir BOZDAĞ “soruşturma veya kovuşturmanın muhatapları farklı olduğunda, sesimizi biraz daha gür çıkarmamız lazımdı. Biz bu yapıyı gördük. Üç yıl önce bunu yaptık diye bugün ısrar etmenin Türkiye’ye faydası yok” diyor.
    Bunları sağır sultan duydu. Sn. Çelik duymadı mı acaba? Yoksa Sn. Çelik başka bir partinin sözcüsü mü?
    Dev Yiğidimiz rahmetli Rauf DENKTAŞ’ı ölümünün 2. yıldönümünde andık.
    Onun Ermeni soykırımı yalanına karşı, kurulmasına önayak olduğu, çalışmalarına zaman zaman katıldığım, Talat Paşa Komitesi, çok büyük başarı elde etti.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Ermeni Soykırımını inkarı suç sayan yasayla ilgili Sn. Doğu PERİNÇEK davasını lehimize sonuçlandırdı.
Bu konuda rahmetli DENKTAŞ’ın hakkını teslim ederek, başta Doğu PERİNÇEK olmak üzere katkıları olan ve gönül bağıyla destekleyen bütün herkesi kutluyorum.
    Kuşatmayı yurt dışında yardık, merak etmeyin. Tertipçilere, kumpasçılara karşı yurt için de de kuşatmayı yaracağız. Sel gibi akacağız.
    Sel dedim de aklıma geldi. Bu gün Ocağın 18’i yani kışın yarısından fazlası geçti. Nerde yağmur, kar. Bundan sonra yağsa bile ürünler tam gelişmez.
    Gezi olaylarında “Üç ağaç için olay çıkardılar” diye gençleri suçlamışlardı. Biz de 3. köprü, 3. havaalanı için 2 milyon 7 yüz bin ağaç kesilecek. “ Bir ağaç 17 insana oksijen temin eder. Yağışın güvencesidir” dedik. Dinletemedik. Sele bile razı hale geldik.
    Çevreye duyarlı gezi olaylarının kıymeti şimdi daha iyi anlaşıldı mı?