26 Ocak 2019 Cumartesi günü söyleşi yapılmıştır.



27 Ocak 2019 , Pazar

Kumpas davalarını tekrar gündeme getirmek, bu konuda toplumsal hafızayı canlı tutmak, davalar ve kumpasçıların yargılanmalarıyla ilgili son gelişmeleri katılımcılar, basın ve kamuoyu ile paylaşmak, bu çerçevede kumpasçıların yargılanmaları için kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla bir dizi söyleşi planlanmıştır.

Söyleşilerin sekizincisi 26 Ocak 2019 Cumartesi günü yapılmış, TESUD Genel Merkezi'nde düzenlenen söyleşide E. Tümg. Selahattin Kısacık ve Bil. Müh. Barış Erdoğan "Kozmik Oda" Kumpasını anlatmıştır.

Söyleşinin açılışında KUMPASDER Başkanı Ahmet Tatar; Kozmik Oda'nın kumpasların en önemli halkalarından biri olduğunu belirterek, bu kumpaslarla T. C. Devleti'ni güçsüz bırakma ve en nihayetinde çökertmenin amaçlandığını vurguladı. Tatar, "Devletin en mahrem noktalarından birisine girildi. Bunun en önemli halkası Muharrem Köse. Ama sadece onunla kalmıyor, birileri de devletin en mahrem alanına girilmesine göz yumdu. Bu çok büyük vebaldir. Gelecek kuşaklar bu işe sebep olanları hiç de hayırla yadetmeyecektir. Birilerinin düşman ve ihanet içinde olduğundan kuşkumuz yok, ancak bu ihanete bir şekilde alet olup, önünü açanlar da çok ciddi bir sorumluluk taşıyor." dedi.

Kozmik Oda kumpası hakkında ilk bilgi veren isim dönemin Ankara Seferberlik Tetkik Daire Başkanı E. Tümg. Selahattin Kısacık oldu. Seferberlik Tetkik Kurulu'nu, "Kuvay-i Milliye’nin teşkilatlanmış hali" olarak tarif eden Kısacık, kumpasın Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başladığını hatırlattı. Kısacık, Kozmik Oda aramasını yapan hakim Kadir Kayan'ın 2006'da Fetullah Gülen'in beraatine karar veren isimlerden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"O gece ayakları dahil her yeri titriyordu. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ aradı. Bu gece arama yapılmamasını, yarın Başbakanla görüşeceğini söyledi, 'Eğer tatmin olmazsa, benim yanıma getir' dedi. Ben de Hakim Kayan'ı Başbuğ'un yanına götürdüm. Görüşmeye beni almadılar. Ertesi gün Başbuğ, Başbakanla görüştüğünü belirtip, 'Bir şey olmadığını ispat edelim' dedi."

Arama sırasında hakim Kadir Kayan'a burada gördüklerini mahkeme dışında hiçbir yerde anlatmayacağına dair tutanak imzalattırmak istediğini ama kabul etmediğini kaydeden Kısacık, Kayan'ın ayrıca TEM polislerinin laptopunu içeriye sokmaya çalıştığını söyledi.

Kısacık, şöyle devam etti: "Aslında bilgisayar kullanmayı bilmiyordu. Parmakları yara oldu. Tek tek bakıyor. 'Ne arıyorsanız, söyleyin kelime yazıp bakalım' dedik. Kelime araması tamamlandı. Ertesi gün yine geldi. Elinde 21 kişilik isim listesi vardı, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok dahil. 'Bunların Arınç'a suikastla ne ilgisi var?' dedik. 'Ben hakimim her şeye bakarım' dedi. Rapor hazırlanacak, 3 gün rapor aldı. Herhalde bir yerlere danıştı, hazırlık yaptı. 8 evrak, 14 bilgisayar çıktısına el konuldu. Amaç faili meçhulleri TSK'nın üzerine yıkmak, Seferberlik Tetkik Kurulu'nu Ergenekon'la irtibatlandırmaktı. Hepsini engelledik. Önemli kayıtlar 2013'e kadar kasada saklandı. Sonra Mustafa Bilgili almak istedi, Genelkurmay da verdi. Adli Müşavir kim, Muharrem Köse. Çok gizli belgelere el konuldu. Verdiğimiz bütün mücadele boşa çıkarılmış oldu. Kadir Kayan 15 Temmuz'dan bir hafta önce yurtdışına kaçtı. Mustafa Bilgili yakalandı, 11-24 yılla yargılanıyor. Devletin çok gizli bilgilerini servis etmek casusluktur. Konuşmasın, bir an önce çıksınlar diye yapıyorlar herhalde. Yargı yetkisi silah olarak kullanılmış, bu silah TSK'ya yöneltilmiştir."

Söyleşinin ikinci konuşmacısı Kozmik Oda operasyonu sırasında buraya TÜBİTAK'tan bilirkişi olarak gönderilen Bilgisayar Mühendisi Barış Erdoğan da Kozmik Oda'dan çok önce Ergenekon kumpasında nasıl izlenip dinlendiğini anlattıktan sonra şunları söyledi:

"Savcı Mustafa Bilgili TEM polisleriyle görüşmemi isteyince tutanak tuttuk. Peki benim gibi birisi oraya nasıl gönderildi? FETÖ'cüler bile Başbuğ'un onları Kozmik Oda'ya sokacağına inanmıyordu. Onlarda tesadüf yok, her şeyi ayarlıyorlardı. Burada ne oldu? Odaya giremediler. Başbuğ, Başbakanla görüşüp, 'tamam' deyince, hazırlıksız yakalandılar. Ellerini yüzde 99 FETÖ'cü olan Tübitak torbasına atınca ben çıktım, Allah şaşırtıyor. Ben deşifre olunca, apar topar ikinci bir bilirkişi atadılar."

Erdoğan'ın bu sözleri üzerine Kısacık, "O tutanak kumpasın belgesiydi. Bunu Genelkurmay'a gönderdik. 'Kurumlararası güven zedelenir,' gerekçesiyle işlem yapılmadı. Oysa ifşa edilse, kumpas başından bitecekti." diye konuştu.